English | Turkish | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | leave behind v. | arkasında bırakmak | ||
What was it I left behind? Arkamda bıraktığım şey neydi? More Sentences |
||||
General | leave behind v. | arkada bırakmak | ||
Tom was left behind. Tom arkada bırakıldı. More Sentences |
||||
General | leave behind v. | geride bırakmak | ||
They have been given a guarantee that they will fly and they are left behind. Uçacaklarına dair bir garanti verildi ve geride bırakıldılar. More Sentences |
||||
Idioms | ||||
Idioms | leave behind v. | ardında bırakmak | ||
We are grateful for the music he left behind. Ardında bıraktığı müzik için ona müteşekkiriz. More Sentences |
||||
Idioms | leave behind v. | geride bırakmak | ||
They have been given a guarantee that they will fly and they are left behind. Onlara uçacaklarına dair bir garanti verildi ve geride bırakıldılar. More Sentences |
||||
Idioms | leave behind v. | unutmak | ||
I left behind the keys to my car. Arabamın anahtarlarını unutmuşum. More Sentences |
||||
General | ||||
General | leave behind v. | geçmek | ||
General | leave behind v. | iz bırakmak | ||
Idioms | ||||
Idioms | leave behind v. | terk etmek |
English | Turkish | |
---|---|---|
General | ||
General | leave behind a sorrowful spouse v. | arkasında acılı bir eş bırakmak |
General | leave someone behind to mourn v. | arkasında yasını tutacak birini bırakmak |
General | leave evidence behind him v. | arkasında delil bırakmak |